Keyifli bir startup turunun ardından, yazdan kalma bir günde free-time’ımızı Tel Aviv sokaklarını arşınlayarak değerlendiriyoruz.
Türkiye’ye döndüğümüzde İsrail’den hatıra kalacak hediyelik eşyaları alabileceğimiz bir yer bulamıyoruz. Ancak karşımıza çıkan oyun parkı tüm yorgunluğumuzu üzerimizden alıp götürüyor.
Tek bir salıncak ve kaydıraktan ibaret olmayan ve 7’den 70’e herkese hitap eden bu alan, oyun parkı tasarımı konusunda Türkiye’ye mutlaka örnek olması gerekiyor.
Enerjimizi topladıktan sonra Eskişehir’in Porsuk Çayı’nı andıran bir bölgede keyifli bir sohbetle yola koyuluyoruz. Saatlerce süren yürüyüşümüzde yaklaşık 20.000 adım atarak, birkaç günlük sporumuzu tek günde yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Akşam eğlencesi için gittiğimiz yerin kalabalık olması nedeniyle erken ayrılıp hostele doğru yola koyuluyoruz.
Ne demiş o mahur beste, “bu gece son, biraz sonra, bu kapıdan son kez çıkıp yine kendimi vuracağım yollara”. İsrail’de geçirdiğimiz son saniyelerin keyfini çıkarmak adına, hostelin terasına atıyoruz kendimizi. Girişimcilik ile başlayan İsrail yolculuğunda, duygusal konularla iki lafın belini kırıyoruz sabaha kadar.
Bir bakmışız ki sabah olmuş. Valizlerimizi toplayıp ayrılmanın vaktidir. Ama bekle bizi İsrail, yine geleceğiz. Bu sefer hayata geçirdiğimiz fikirlerimizle.
Son olarak;
Her anı güzel anılarla dolu İsrail macerasına önayak olmuş Girişimcilik Vakfı’nın güzel insanları: Sina Afra, Mehru Aygül, Öykü Yılmaz, Yomi Kastro.
Etkinliğin her anını en ince detayına kadar düşünmüş KTH Event Agency’deki tüm dostlar: Buğra, Sibel, Sezer, Mustafa, Kartal, Atacan, Burcu… ve tabi ki kahramanımız Fellow Zero, Efe Kethuda.
Yolculuğumuzda bizlere eşlik eden birbirinden değerli insanlar: Emre Uğurlu, Ayşe İnal, Berrak Kutsoy, Elif Güvendik.
Bu güzel ailenin en büyük yapı taşı: Fellow40
ve tabiki her daim bana destek olan canım ailem.
Hepinize çok teşekkürler! İyi ki varsınız, hep olun.
En yakın zamanda yepyeni maceralarda görüşmek üzere…
Leave a Reply