Girişimcilik Vakfı İsrail Gezisi : 1. Gün – Kudüs Ziyareti


2 saatlik rötar sonrasında 2 saat süren yolculuğumuzun ardından Tel Aviv Havaalanı’na inip, valizlerimizle doğrudan yola koyuluyoruz. Ilk durağımız, tek tanrılı dinlerin bir potada eritildiği Kudüs, bir diğer adıyla Jerusalem. Şehir, taş binalarıyla mimari açıdan Mardin’i andırıyor. Kültürel ve sosyal anlamda ise tek tanrılı dinlerin kültürlerini ve yaşam tarzlarını etkileyici bir şekilde sentezleyen dini bir merkez.

Jerusalem2

Holocaust Müzesi ile başlıyoruz turumuza. 1.5 milyonu çocuk olmak üzere 6 milyon Yahudi’nin öldürüldüğü soykırımın acı izlerini taşıyor yapıların her biri. İleride irili ufaklı sütunlar karşılıyor bizi; yıkılmış binaların, yarıda kalmış hayallerin simgesi olarak.

Holocaust Museum Entrance

En etkileyici olanı ise Children’s Memorial. 1,5 milyon çocuğun anısı kapkaranlık bir odada 1,5 milyon prizma ile yansıtılıyor. Arka fonda ise çocukların isimleri, bölgeleri ve yaşları anons ediliyor mahur bir ses tonuyla.

https://www.youtube.com/watch?v=iVgccWqZLPg

Oradan çıkıp müzeyi geziyoruz baştan sona. Müzenin dikkat çekici yanı; yalnızca tarihi bulguları ve belgeleri sergilemekle kalmamaları. Aynı zamanda tarihe tanıklık etmiş isimlerle çekilen videolar, belgelerin arasına yerleştirilen televizyon ekranlarında gösteriliyor. Bu da müzeye dinamik ve modern bir hava katıyor.

Holocaust Museum

Müzede geçirdiğimiz 1.5 saatin ardından Ağlama Duvarı’nın bulunduğu bölgeye doğru yol alıyoruz. Ağlama duvarına gelmeden önce bulunduğumuz mahallenin atmosferini anlatmak gerek. Mahalle Kapalı Çarşı’yı andırıyor, pahalı ve turistik hediyelik eşya dükkanları ile.

Jerusalem

Karşımıza kadın askerler çıkıyor mahallenin içlerine doğru yol alırken. Aşağıdaki fotoğrafta taş binanın içindeki merdivende ilerleyen kadın askerleri görmeniz mümkün. İsrail’de 2 yıllık askerlik, kadınlar için zorunlu bir hizmet.

Israil Kadın Askerler

Taşla örülmüş çok sayıda dini okulun ve sinagogun olduğu bu bölgede mahallenin sakinleri, dini inançlarını giyim kuşamlarına ve yaşam tarzlarına yansıtmış durumdalar. Erkeklerin başlarında beyazdan siyaha her tonda şapka. Yahudilikte mezhep olmasa da dini akımların etkisiyle ton değişiyor. Daha koyu ton, daha koyu din anlayışı demek bir bakıma. Kimisinin belinden de püsküller sarkıyor. Öğrendiğimize göre bu püsküller, Yahudilik’in 613 emrini hayat felsefesi haline getirmiş kişiler için bir hatırlatma mahiyetinde.

Jewish-Bike

Bu arada karnımızdan yükselen sesleri de bastırmak gerek. İsrail’in meşhur falafelini yedikten sonra devam ediyoruz yolumuza.

Sıradaki adresimiz Ağlama Duvarı, diğer tabiriyle Batı Duvarı. Bu duvar, Süleyman’ın Kudüs’te yaptırdığı Beytül Makdis’ten kaldığına inanılan ve Yahudilerin kutsal kabul ettiği bir duvar. Çocuğundan yaşlısına kadar her yaşta Yahudi, duvarın önünde ister ellerinde kutsal Kitapları Tanah ile isterlerse ayakta ve genellikle salınarak ibadetlerini gerçekleştiriyorlar. Duvarın arasındaki küçük boşluklar ise, kağıda yazılarak ölümsüzleşmiş dileklere ev sahipliği yapıyor. Burada da kadınlar ve erkekler ibadet için duvarın iki ayrı noktasına ayrılmış durumdalar. Aynı zamanda bölgede Müslüman ve Yahudi kavgasını önlemek amacıyla merdiven benzeri bir yapıyla ibadet yerleri birbirinden ayrılıyor.

Aglama Duvari

Buradan ayrıldıktan sonra Müge ile birbirimizi gaza getirip bir sinagoga girmenin yollarını arıyoruz, ki beklediğimiz kadar zor olmuyor. Sinagoglardan birinin alt katı erkeklerin ibadetine, üst katı ise kadınlara ayrılmış. Biz de izlemeye koyuluyoruz. Tek başlarına, genellikle duvara bakarak ve salınarak yaptıkları ibadet, bize farklı ibadet şekillerinden birini daha öğretmiş oluyor.

Şimdi gelelim Mescidi Aksa’ya. En uzaktaki mescid anlamına gelen Mescidi Aksa, Kudüs’teki Müslümanların ilk kıblesi. Ziyaret edebilmek için ilk koşul Müslüman olmak. Kadınlar için ise hatları kapayan ve uzuvları asla göstermeyen giysilerle ziyaret edilmesi şartı var. Dolayısıyla kadınlar olarak birçoğumuz uzaktan gözlemleyerek ayrılmak durumunda kalıyoruz.

Mescidi Aksa

Mescidi Aksa çıkışında bulunan Arap Çarşısı’nda kimimiz az, kimimiz orta şekerli bir kahve ile atıyoruz yorgunluğumuzu.

Arap Carsisi

Arap Çarşısı’nın az ilerisinde bir diğer tek tanrılı dinin yani Hristiyanlığın izleri karşılıyor bizi. İsa’nın çarmıha götürüldüğü Acılar Yolu’nda ilerlerken ezan okunmaya başlıyor İsrail Toprakları’nda. Bu durum; o toprakların birlik ve beraberlik ile inşa edildiğinin, bu sentezin korunması için çatışma değil hoşgörüye, savaş değil barışa ihtiyacımız olduğunun bir göstergesi.

GirVak Jerusalem

Acılar yolunun sonunda, Ömer Camii ile yan yana olan Kutsal Kabir Kilisesi’nin kapılarını aralıyoruz.  İsa’nın çarmıha gerildiği yerde devam etmekte olan bir ayine mum yakarak eşlik ediyoruz. Biraz ileride İsa’nın miraca yükseldiğine inanılan alanı ve mezarını gördükten sonra Kudüs ziyaretimizi sonlandırıyoruz.

Kutsal Kabir Kilisesi

Kudüs’ten Tel Aviv’e doğru 1.5 saat süren yolculuğumuzda heyecan dorukta. Niye mi? Çünkü Yossi Vardi ile tanışma ve yemek eşliğinde sorular sorma imkanı bizleri bekliyor.



3 responses to “Girişimcilik Vakfı İsrail Gezisi : 1. Gün – Kudüs Ziyareti”

  1. Ruti Bahar Avatar
    Ruti Bahar

    Güzel yazmışsın Canan
    Jerusalem de ki rehber -Ruti Bahar

    1. Canan Döşlü Avatar
      Canan Döşlü

      Beğenmenize çok sevindim. Keyifli bir Jerusalem turu oldu Ruti Hanım, rehberliğiniz için çok teşekkürler.